Aşkın yolculuğunda, şehir olarak biz de yerimizi alalım
Bugün 14 Şubat, Sevgililer Günü. Bazılarımız sevginin tek güne sığdırılamayacağını söylese de 365 güne yayılmış sevginin bir günde çok daha fazla temayüz etmesi bence çok güzel…
Sevgililer bugün birbirine hediye aladursun, “Âşıklar Şehri Uşşak”ın idarecileri ve gönüllüleri de sevgisini, hassasiyetini gösterme adına, bugün şehre hediyeler takdim etmeli.
Hâlbuki yaşadığımız bu şehir; aşkla kurulmuş, ismini aşktan almış bir şehir. Hem ilahi hem de beşerî aşklara ev sahipliği yapmış kadim bir şehir…
Cuma akşamı yeni başlayan TRT 1’de Aşkın Yolculuğu – Hacı Bayram-ı Veli” dizisini izledim, dün de Uşak Belediyesi’nin 14 Şubat sevgililer gününe yönelik hazırladığı “Bizim için aşk, aşıklar şehri Uşak’tır” videosunu…
Aklıma şöyle bir soru takıldı; TRT 1’de daha önce “Yunus Emre – Aşkın Yolculuğu” dizisi yayınlanmıştı, şimdi de “Aşkın Yolculuğu – Hacı Bayram-ı Veli”. Eğer biz ciddi bir hazırlık yaparsak ve sağlam bağlantılar kurarsak, bu serinin üçüncüsünü “Aşkın Yolculuğu – Hüsamettin Uşşaki” olarak yaptıramaz mıyız? Yaptırabilirsek, şehir adına harika olmaz mı?
ŞEHİR OLARAK BİZİ AŞK YÜKSELTİR
Geçen hafta, İstanbul TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’nde Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm Fuarı –EMITT gerçekleşti, geçen sene pandemiden dolayı yapılamamıştı.
Biz de fuara “İlkler Şehri Uşak” sloganıyla katıldık ve şehrimizi insanların beğenisine ve ilgisine sunduk. Şehir olarak fuara ne kadar hazırlandık, neler hedefledik, neleri yapabildik, ne kadar başarılı olduk, olabildik mi, bunları ayrıca değerlendirmek gerekiyor.
Ben uzun zamandır söylüyorum, şimdi yine söyleyeceğim: Uşak için en cazip ve potansiyeli yüksek, ana markalaşma değeri, “Aşkın Şehri Uşak” veya diğer ifadeyle “Aşıklar Şehri Uşak” olmalıdır.
İlkler şehri Uşak olarak kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz ama ziyarete gelen bir vatandaşın, “Siz kendinizi ilkler şehri olarak tanıtıyorsunuz ama ilk olarak başladığınız hangi işi devam ettiriyorsunuz ve bu alanda başarılısınız?” sorusuna nasıl cevap vereceğiz?
Selpak veya Pimapen gibi markalar için sektörde ilk olmak önemlidir, çünkü hala pazarda isimleri vardır ve ciddi pazar payına sahiplerdir.
Bugün Nokia veya Ericsoon’un “Biz sektörün ilkleri arasındayız” demesi ne kadar garip geliyorsa, Uşak’ın da “İlkler Şehri Uşak” demesi o kadar garip gelmektedir.
İSMİNİ AŞKTAN ALAN ve ÂŞIKLARIN KURDUĞU ŞEHİR; UŞŞAK
1176 yılında Çivril ovasında meydana gelen Miryokefalon Savaşı Anadolu Selçuklu Devleti’nin başarısı ile sonuçlanmış, Eybek Bey’in aşireti ile birlikte yerleşmesi sonrasında da Uşak ve yöresi tamamen Türk hâkimiyetine girmiştir. Eybek Bey, sularının fazla olması nedeni ile Mende bölgesini yurt edinir.
Yine bu dönemde Hoca Ahmet Yesevi’nin talebeleri de irşat faaliyetleri adına Anadolu’ya gelmektedir. Yurt edinme gayesi ile Uşak’a gelen 7 derviş Eybek Bey’den talepte bulunur. Eybek Bey dervişlerin talebini kendi hayvanlarına bakma şartı ile kabul eder.
Dervişlere bugünkü Doğala bölgesinde Kargıcı Cami ve çevresi verilir. Dervişler burada şehrin ilk mescidini ve tekkesini kurar. Dervişlerin bakması sonrasında Eybek Bey’in hayvan sürüsü hızlı bir şekilde büyür, hayvanlardan sağlanan ürünler öncesine göre kat be kat bereketlenir.
Bu durumu hayretle izleyen ve de çok şaşıran Eybek Bey, ziyarete gelir ve dervişleri tevhit zikri çekerken görür. Hayvanların başında kimse yoktur ama hayvanlara bir kurt bile ilişmez. Durumdan fazlasıyla memnun ve bir o kadar da şaşkın olan Eybek Bey dervişlere ne iş yaptıklarını sorar, dervişler de kendilerini Hak âşıkları manasına “Uşşak” olarak tarif eder.
Artık bundan sonra dervişleri her ziyaretinde “nereye gidiyorsun” diye soranlara Uşşak’a diye cevap vermeye başlar ve bölgenin adı “Uşşak” olarak anılmaya başlar. Eybek Bey ile dervişler arasında muhabbet her geçen gün biraz daha artar ve nihayetinde Eybek Bey, kızını bir dervişle evlendirir. Eybek Bey’in kendisi, kızı ve yedi dervişin bir araya gelmesiyle dokuz aşıklar oluşur ve o efsane bugünlere kadar gelir. Haşim Tümer’in Uşak Tarihi kitabında da Çevre Mahallesindeki mezarlığın eski isminin Aşıklar Mezarlığı olduğu ve dokuz aşığın mezarının burada olduğu belirtilir.
ANADOLU’DA BİR TARİKATA İSMİNİ VEREN TEK ŞEHİR
Anadolu Türk coğrafyasında bir ilin ismi ile anılan tek tarikat olan Uşşaki tarikatının kurucusu Hasan Hüsamettin Uşşaki Hazretlerinin hikâyesi oldukça ilginçtir.
1475 yılında oldukça zengin bir ailenin çocuğu olarak Buhara’da dünyaya gelen Hasan Hüsamettin Hazretleri, babasının vefatı üzerine büyük bir manevi boşluğa düşer. Uzun süren halvet günlerinden sonra bir gece rüya görür. Rüyasında kendisinden; ticaretten yüz çevirmesi, Anadolu’nun güzel şehri Uşşak’a gitmesi ve Şeyh Ahmet Semerkandi’ye talebe olması söylenir.
Hazret, Uşşak’a gelerek uzun yıllar şeyhine hizmet eder, onun iltifatlarına mazhar olur ve vefatı sonrasında dergâhta irşat görevi kendisine verilir. Yaptığı irşat faaliyetlerinin namı Osmanlı sarayına kadar ulaşır. O dönemde Manisa’da sancak beyi olarak görev yapan Şehzade Murat, Hasan Hüsamettin Hazretlerini yakından tanıma fırsatı bulur.
Şehzade Murat (III.Murat) tahta oturur oturmaz Hazreti İstanbul’a davet eder ve Kasımpaşa’da onun için bir dergâh inşa ettirir. Bu dergâh Uşşaki Tarikatının merkezi olmuştur. Burma Cami bahçesinde Hasan Hüsamettin Uşşaki Hazretlerinin makamı bulunmaktadır.
Uzun yıllar Uşşak’ta Şeyh Ahmet Semerkandi’nin rahle-i tedrisinden geçen Uşşaki Hazretleri, Kübreverdiyye ve Nurbahşiyye Tarikatlarının öğretilerini Halvetiye Tarikatının öğretileri ile de birleştirerek Uşşaki Tarikatının öğretilerini oluşturmuştur.
AŞKIN ŞEHRİ UŞŞAK
Aşkla kurulmuş ve adını âşıklardan almış bu şehir, büyük beşeri aşklara da ev sahipliği yapmıştır. Bu aşkları ifade edebilme ve sonraki nesillere aktarabilme adına birçok türküler yakılmıştır. Bugün bu türkülerden yüz yirmiden fazlası TRT arşivlerine girebilmiştir. Hatta rahmetli Özay Gönlüm’ün birçok Uşak türküsünü Denizli türküsü diye TRT arşivlerine kaydettirdiği de söylenir…
Aşkımızın motiflerine ilmek ilmek yansıdığı Uşşak halıları tüm dünyaya nam salmıştır ve bugün de bu gayret devam etmektedir. İskender Pala’nın yazdığı aşka dair romanlar tüm ülkede en çok satanlar arasında hep yerini almıştır. Aşigolar takımlarını iyi ve kötü gününde aşkla desteklemeye devam etmektedir…
SİZ BU ŞEHRİ SEVİYOR MUSUNUZ?
Başta şehrin idarecileri olmak üzere her bir ferdimiz, eğer bu şehri büyük bir aşkla seviyorsa, işini en güzel şekilde yapma, şehre güzellikler kazandırma ve hediyeler vermek zorundadır.
Tabi ki şehre verilecek, kazandırılacak çalışmaların kaliteli ve özgün olma zorunluluğu vardır. “Ben bu şehri çok seviyorum” sözü yapılacak kalitesiz işlerin açıklaması ve bahanesi olamaz.
İnsanın şehre olan aşkı, yaptığı kaliteli ve özgün işlerle gösterir, ispatlar kendini… Şehre verdiğimiz emek kadardır, şehre olan sevgimiz…
Gelin, tüm şehir olarak, Düşman İşgalinden Kurtuluşumuzun 100.Yılını da fırsat bilerek, kamu – sivil toplum ve de siyasi görüş ayrımı yapmadan, Aşıklar Şehri Uşak’ı büyük bir aşkla sahiplenelim. Kamu da şehir insanına, şehri için kafa yoran şehir sevdalılarına daha fazla kucak açsın.
Hem ilahi aşka hem de beşeri aşklara en güzel şekilde ev sahipliği yapan kadim şehrimizi, daha fazla tanınan marka bir şehir yapalım. Heybemiz dolu, yeter ki biz iyi çalışalım…
Var mısınız Uşak için bir şeyler yapmaya, sevdiğiniz şehre sevdiğinizi göstermeye… Sahi bu şehri seviyor musunuz ve bu şehir için dertli misiniz?