Duygu: Daha iyi bir şehir yönetimi için istişare kanalı açık olmalı
“Şehir Konuşmaları”nda İbrahim Ethem Karahan’ın sorularını cevaplayan Uşak Belediye Meclisi Üyesi ve İYİ Parti Grup Başkanvekili İnşaat Mühendisi Himmet Duygu, geçen seneki mahalli idareler seçiminde 50 bine yakın Uşaklının partilerine oy verip kendilerine büyük bir sorumluluk yüklediğini, bu sorumlulukla şehrin sorunlarına çözüm katkısı sunmak istediklerini fakat mevcut belediye yönetiminin istişareye kapalı olduğunu belirtti.
Duygu ayrıca Mehmet Çakın’ın şeffaf belediyecilik yönetimi iddiası ile yönetime geldiğini ancak bırakın vatandaşı, parti grup başkanvekili ve imar komisyonu üyesi olmasına rağmen bilgi ve belge temininde ciddi manada zorlandığını ifade etti.
Uşak Belediye Meclisi Üyesi ve İYİ Parti Grup Başkanvekili İnşaat Mühendisi Himmet Duygu ile yaptığımız konuşmayı istifadenize sunuyoruz:
“Şehir Konuşmaları” istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Her hafta farklı ismi burada misafir ediyoruz ve şehre dair hikâyesini ve hayallerini dinliyoruz. Bunu yaparken de farklı sesler çıksın istiyoruz, yapıcı eleştiri olsun, çözüm önerisi sunulsun ve sonuçta şehir kazansın. Bu bağlamda bu haftaki misafirimiz Uşak Belediye Meclisi Üyesi ve İYİ Parti Grup Başkanvekili İnşaat Mühendisi Himmet Duygu.
Himmet Bey “Şehir Konuşmaları”na hoş geldiniz.
Hoş bulduk İbrahim Bey
Sizinle tanışmamız herhâlde 40 yıla dayanır. Yani aklımız ereliden beri bir birimizi tanıyoruz. Çocukluk dönemimiz ve sonrasında ilkokulu aynı sınıfta okuduk, Mehmetçik İlkokulu’nda. İmren Kaya adında öğretmenimiz vardı, şu an Kıbrıs’ta, sosyal medyada arada görüşüyoruz. Kısa bir süre Umpaş Holding’te birlikte çalıştık. 5 yıla yakın süredir de yaptığınız inşaatların iş güvenliği uzmanlığını yapıyorum.
Müsaadenizle sorularıma başlıyorum
Siz Himmet Duygu’yu nasıl tanıtırsınız, aynı yaştayız ama daha fit duruyorsunuz, bu yapınızı nasıl koruyorsunuz?
Sevgili dostum İbrahim Ethem, sizinle çocukluğumuza dayanan bir geçmişimiz, arkadaşlığımız var. Normal şartlarda gerek siyaseten gerekse işim icabı çok fazla medya önüne çıkmak istemiyorum. Ancak senin davetini uzun yıllara dayanan arkadaşlığımızdan dolayı geri çevirmek mümkün değildi tabi. Davetin için teşekkür ediyorum, ben 1976 Uşak doğumluyum, babam Ketenlik, annem Elmacık köyünden, aynı zamanda Yörük çocuğuyum. İlkokulu Mehmetçik İlkokulu, ortaokulu Halit Ziya Uşaklıgil Ortaokulu ve liseyi de Uşak Lisesi’nde tamamladım. Yüksek öğrenimimi Denizli’de Pamukkale Üniversitesinde yaptım. Mühendislik Fakültesi İnşaat bölümünü, bölüm birincisi olarak bitirdim.
Mesleğim ile ilgili kamuda ilk ve son tecrübem Uşak Belediyesi oldu. Askerlik görevi dönüşümde işe kabul edilmedik, yönetim değişmişti, biraz bekletildik nedense… Bir süre sonra yeniden belediyede çalışmaya başladım.
Aslında inşaat alanında hem alaylı hem mektepliyim… Dedem inşaat ustası, babam inşaat ustası, ben de 10 yaşından itibaren inşaatta çalışmaya başladım. 23 yıldır da inşaat mühendisliği yapıyorum. Üniversite ve askerlik görevi hariç hep Uşak’ta oldum, ben Uşak sevdalısıyım, Uşak’ı hep sevdim. Küçük bir şehir, belki sosyal ve kültürel anlamda çok fazla bir altyapısı, gençlere hitap eden yönü yok ama Uşak benim memleketim. Ben kendimi şöyle tanımlamaktan gurur duyuyorum: Müslüman ve Türk’üm, milliyetçi ve demokratım. Sevgili Peygamberim Hazreti Muhammet (sav) ve Mustafa Kemal Atatürk, hayatta peşinden gittiğim, örnek aldığım iki büyük insan…
Espriyle karışık sorduğun için cevaplıyorum, formumu sağlık açısından korumakla yükümlü olduğumuza inanıyorum. Bir Müslüman olarak beden ve ruh sağlığı bize verilen bir emanettir ve bu emaneti iyi korumak gerektiğine inanıyorum. Helal ve sağlıklı beslenme, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak hem bedene hem de ruha iyi geliyor, tavsiye ederim…
Gerek yurt içi ve gerekse yurt dışında birçok şehri geziyorsunuz, oralarda görüp de Uşak’ta neden olmasın dediğiniz eser veya uygulama var mı?
Biraz önce memleketim Uşak’ı ne kadar çok sevdiğimi söylemiştim. Bu manada şehrin eksiğini aramak, söylediklerimle çelişki anlamına gelmezse şunları söylemek isterim: Uşak olarak şehrimizde insanlara sunabileceğimiz sosyal, sportif ve kültürel çok fazla bir donatı, altyapı pek fazla yok. Üniversitemiz çok geç kuruldu, üst liglerde spor kulüplerimiz yok, daha iyi bir müzemiz olabilirdi, bizim şehrimize değer katacak bir yapı olarak müzenin bir inşaat mühendisi olarak çok daha albenisi ve estetiği olan bir görünüme sahip olmasını dilerdim.
Karun hazinelerimiz var, dünya çapında meşhur, yıllar sonra yurt dışından tekrar ülkemize geri getirildi. Böylesi bir eser çok daha iyi tanıtılabilmeli, çok daha havalı bir binada, müzede sergilenmeliydi.
Şehir dışından birisi size Uşak’ı sorduğunda; gurur duyarak anlattığınız şehrimize ait bir özellik var mı?
Tarhana dışında çok fazla bir şey ile ön plana çıktığımızı, sanmıyorum, bilmiyorum. Ne olursa olsun, Uşak’ı çok seven bir insanım, coğrafi konumu, mevsimi, iklimi, yazları bunaltmayan kışları dondurmayan bir iklime sahibiz ve bu büyük bir avantaj. Üç büyük şehre, İzmir’e İstanbul’a Ankara’ya çok yakınız, denizimiz yok ama ona da Antalya’ya çok uzak değiliz.
Küçük bir şehirde yaşamanın da avantajları var elbette, yürüyerek gidebildiğiniz pek çok yer var, işinizi halletmek için kilometrelerce araba kullanıp ömrünüzü trafikte geçirmiyorsunuz. Eş dost ve akrabalarınıza, işinize erişmesi ulaşması kolay, bu bana hoş geliyor.
Ulubey Kanyonları biraz tanındı ama daha gezilebilir hale getirmek, destinasyonunu biraz daha geliştirmek lazım. Son günlerde balon gezisi yapılması planlanıyor, çalışmalar da başladı, umarım çalışmalar hem kanyonun hem de Uşak’ın tanınmasına daha fazla gelişmesine imkan sağlar…
Siz daha önce Erhan Akçay, Ali Erdoğan ve Mesut Apaydın dönemlerinde inşaat mühendisi olarak belediyede görev aldınız. Şu anda da belediye meclis üyesisiniz ve bir yandan da İYİ Parti Grup Başkanvekilisiniz. Belediyede işler nasıl gidiyor, ters giden bir şeyler var mı, çözüm önerileriniz nelerdir?
Toplamda dört yılda üç farklı başkanla çalıştım, görev ve sorumluluklar aldım, bu süreçte tecrübe kazandım. Altyapıya ilişkin konular bizim yabancı olmadığımız konular, yapılan doğruları gördüğümüz gibi yanlış işleri de görüyor ve dile getiriyoruz. İyi bir vizyona sahip olan analitik düşünebilen, şehrin ve ülkenin menfaatlerini öne alıp isabetli kararlar alabilen kişilerin başkan olması elbette şehre katkı sağlar.
Borçlar konusuyla gündemde olan bir belediyemiz var, eski dönemlere ait borçlar var ve borçlanıldığı dönemde de aynı iktidar vardı. Mevcut yönetim eski borçları ödemekten başka bir iş yapamayacak gibi gözüküyor. Bir önceki dönemin icraatlarını doğru ve yanlışlarını sorgulamak lazım diye düşünüyorum, yani kurumlar hesap verebilir ve şeffaf yönetilen yapılan olmak zorundadır.
Adayların seçim öncesi şehir kurtaran projeleri oluyor ve seçimi kaybedince ne hikmetse buharlaşıp gidiyor. Sizin de İYİ Parti olarak geçen seneki belediye seçimi öncesi birçok projeniz vardı, bunları hatırlayalım isterseniz. Siz İYİ Parti olarak çok az bir farkla seçimi kaybettiniz. Bin kişi AK Parti’yi değil de sizi desteklemiş olsaydı şu an yönetimde siz olacaktınız. Aslında bu şehir adına size büyük bir sorumluluk da yüklüyor. Seçimden bu yana 1.5 yıl süre geçti, şehre katkı sağlayacağını düşündüğünüz bu projeleri belediye ile paylaştınız mı?
Bizim o dönemdeki en önemli projemiz, tarımın geliştirilerek insanları gelir sahibi ve sağlıklı ürünleri üretebilir hale getirmeyi öngören sözleşmeli tarım projesiydi. Kayağıl mevkiindeki sıcak suyu kullanarak üretimde bulunmalarını sağlamayı planlıyorduk. İnsanlarımız sanayide asgari ücretle çalışmaktansa, tarım alanına yatırım yapmalarını, hem de daha fazla kazanmalarını sağlamayı, kendi işlerinin patronu olmalarını istedik. Aynı zamanda bu sürecin sonunda temel ihtiyaç maddelerini kendisi üreten doğal ve sağlıklı beslenen bir şehir olmaktı hedefimiz.
Parti çalışmalarımızın yanı sıra Uşak Ticaret ve Sanayi Odası meclisinde de şehrimizin gelişme ve kalkınmasına yönelik çalışmalarda yer aldım. UTSO Başkanı Selim Kandemir’e de teşekkür ediyorum. UTSO başkanı olarak bulunduğu yerde şehre faydalı oluyor, TOBB yönetiminde de bulunmasının Uşak’a önemli katkılar sağladığına inanıyorum.
Herkes Uşak’ın gelişip kalkınmasını, ülkemizin tüm şehirlerinin gelişmesini istiyor tabii. Ancak, uzun süredir ülkemize hükmeden siyasi zihniyetin istişareye açık olmadığını görüyorum. İster yerel ister genel olsun seçimlere hazırlanırken birçok vaat veriliyor sonra hepsi unutuluyor, halkımız da maalesef unutuyor. Uşak’ta da ben Mehmet Çakın’ın tramvay projesini, Uşakspor’u üst liglere taşımayla ilgili sözlerini, projelerini merakla bekliyorum. Bakalım, Mehmet Çakın başkanın söz verdiği tramvaya Uşaklı ne zaman binecek, Uşakspor kendisi için söz verilen sahada ne zaman top koşturacak.
Türkiye’de farklı bir muhalefet anlayışı var, sürekli eleştiri üzerine yürütülen, illerde de durum aynı… Muhalefet sadece eleştirmek midir yoksa diğer taraftan çözüm önerisi de sunabilmek midir? Siz eleştiri yaparken çözüm önerisi de sunuyor musunuz?
İktidarı eleştiriyorsak, halkımızı ve ülkemizi sevdiğimiz için yapıyoruz. Yıkıcı değil, yapıcı olmaya gayret ediyoruz. Sıkıntılı konular araştırılıp soruşturulması gereken hususlar oluyor, bunları araştırmak için bilgi ve belge gerekiyor. Ancak bir belediye meclis üyesi olarak dahi güçlüklerle karşılaşıyorum, kişisel verilerin korunması kanunu gibi duvarla karşılaşıyoruz ve araştırma yapacağımız bilgi ve dokümanları toplamakta elimiz boş dönüyor, cevap alamıyoruz.
Güncel bir konu var, TOKİ’nin eski çöp alanı olarak bilinen Karaağaç Mahallesi’ndeki bölgeye, toplu konut çalışması yapacak olması. Konuyu inceleme imkânınız oldu mu, bunula ilgili neler söylersiniz?
Sevgili dostum, 1998 yılı Eylül ayında Uşak Belediyesi’nde, Erhan Akçay zamanında çalışmaya başladım. O zaman bu bölge vahşi çöp depolama alanıydı. Buranın Selvioğlu Köyü yolu üzerine taşınmasına yönelik bir proje ve ihale hazırlığı vardı. Ali Erdoğan yönetime gelince buradan vazgeçti, Akarca Köyüne taşınmaya yönelik bir iki deneme yaptı, olmadı. Sonrasında Ovademirler Köyü (Mahallesi) bölgesine taşındı. Ben bu bölgenin yanlış bir bölge olduğunu düşünüyorum.
TOKİ’nin 780 civarında konut yapacağı alanın üstü kapatıldığı için binaların oturacağı alan nereye isabet ediyor, bunu tam olarak bilemiyoruz, bunu son meclis toplantısında dile getirdik, jeolojik etütlerin paylaşılmasını istiyoruz. Çöp alanı, konut alanının ne kadar altına geliyor? Metan gazı birikmekte olan yere bina yapmak çok riskli, saatli bir bomba burası.
Biz İYİ Parti olarak alt gelir grubuna yönelik konut çalışmasına kesinlikle karşı olamayız, bunun için de TOKİ’ye tahsis noktasında belediye meclis üyeleri olarak tam destek verdik. Dar gelirliye konut yapılacak diye çöpün üstüne bina yapılması ne kadar mantıklı, ben teknik bir adamım. Jeolojik verileri, sondaj sonuçlarını görmemiz ve iyi bir şekilde incelememiz lazım, TOKİ’nin açıklamalarına çok da güvenmiyorum. Yapılacaksa iyi bir şey yapılsın, neticede orada yaşayacak olanlar da bizim insanlarımız.
Sizce TOKİ şehirlere bir katkı sağlıyor mu yoksa yaptığı şehrin imkânlarını sömürü müdür? Alternatif olarak neler yapılabilir?
TOKİ kavramı zihnimde çok iyi şeyler çağrıştırmıyor. Son zamanlarda müteahhidi zengin etmek gibi bir sonuca doğru yol alıyor, bu idare şehre estetik değer katmayan bir oluşum. TOKİ, müteahhidi ve çalışanı ile hep ilin dışından geliyor, Uşak’ta da öyle, alınan malzeme hep dışarıdan geliyor. Alınıyorsa tel, çivi, naylon gibi basit yekûn tutmayan şeyler alınıyor, bunların paraları da ödenmiyor ve esnaf sıkıntıya sokuluyor.
Binaların yapım süreci şehrin ekonomisine bir katkı sağlamıyor. Mesut Apaydın bu girişimleri başlattığında Uşak’a TOKİ’nin gelmesine bu sebeplerden dolayı karşıydık. Ali Erdoğan da bu hususta ikili davranmıştır, ilkin siyaseten karşı çıktığı TOKİ’ye “TOKİ Uşak için dönüşüm değil kentsel yıkışımdır” demişti. Bir süre sonra TOKİ başkanı ile boy boy pozlar verdi maalesef.
O dönemde 150 milyon TL’nin üzerinde bir çıkış oldu Uşak’tan, çok fahiş fiyatlarla satışlar yapıldı. Ada bazlı imar planları yapılmış olsaydı, tüm bu işleri TOKİ yerine ve ondan daha iyi bir şekilde Uşaklı müteahhitler yapabilirdi. Şimdilerde Kemalöz, Fatih ve Cumhuriyet mahallelerinde yapılan toplu konutları görüyoruz. TOKİ konutları ucuza da satmıyor, baştan düşük alınan bir peşinat var, sonrasında 180 ay gibi sürekli artan bir ödeme sistemi var, toplamda ödenen rakam yerel müteahhitlerin fiyatlarından çok yüksek fiyatlara tekabül ediyor.
Uşaklı olmayan TOKİ müteahhitleri çekti gitti ancak kentsel dönüşümde her şey daha yerli yerine oturmadı, esnaf ve işyerleri sorunlarla uğraşıyor, dereden su akmıyor, yeşil doku büyük oranda ihmal edilmiş. İşyerleri ve konutlar fiyat olarak çok da avantajlı değil.
Sizin kooperatifçilik tecrübeniz de var, bugüne kadar kaç projede yer aldınız ve bu projelerde toplamda kaç konut vardı? Kooperatiflerin avantajı ve inşaat sektörüne katkısı nedir?
2005 yılının sonunda serbest piyasaya çıktığımda, Kemalöz Mahallesi’nde yapımı yıllar alan, birçok insanımızı mağdur eden, tapu iskân problemleri çözülemeyen kötü örnek halkla kooperatifler arasına büyük mesafe olmasına yol açmıştı. Ben bugüne kadar, fenni mesul, şantiye şefi ve müteahhit olarak binden fazla konutun yapımında yer aldım. Bundan sonraki süreçlerde yaşanan tecrübeleri de göz önünde tutarak, yerel yöneticilerin ve karar alma makamındaki kişilerin TOKİ yerine yerel imkanları, tecrübeleri kullanmalarını arzu ediyorum.
Farkında mısınız şehirlerimiz yavaş yavaş yaşanılmaz hale geliyor, tabiri yerindeyse ölüyor… Peyzaj mimarı değilsiniz belki ama şehre binalar diken bir inşaat mühendisi olarak sizce: apartman mı müstakil ev mi? Beton mu ağaç mı? Bisiklet mi otomobil mi?..
Herkes beton döker, sürekli betonlaşmaya doğru adım atar, ancak hiç kimse ben betonlaşma taraftarıyım demez. Herkesin hayalinde çoğu zaman için müstakil ev tercihi vardır. Arsa potansiyelimiz var, ancak yüksek katlı binalara müsait, dubleks dediğimiz villalar ve az katlı binalar için arsa yok, üretilmemiş maalesef… Uşak’taki tüm arsaları değerlendirdiğinizde 1 milyon nüfusa yeter, ancak bunlar hep yüksek katlara uygun arsalar…
Kimseye araba ya da bisiklet diye dayatmak olmaz tabi, gerektiği yerde otomobil gerektiğinde de bisiklete binebilmeyiz. Arabalar için otopark, bisikletler için özel yollar lazım. Üniversite ile şehir arasına bisiklet yolu yapıldı, ancak ne kadar kullanılıyor bilmiyorum. Uşak mesafeler açısından çok büyük bir şehir değil en güzeli yürümek aslında. Ben düzenli olarak yürümeye çalışıyorum ve günlük 10 bin adımın altına inmemeye çalışıyorum.
Sizce Uşak, hangi özelliği ile diğer illerden sıyrılıp marka şehir olabilir? Geçmiş dönemlerde ilkler şehri, âşıklar şehri, altın şehir, sanayi şehri ve geri dönüşüm şehri gibi ifadeler kullanıldı. Sizin farklı bir öneriniz var mı?
Uşak’ı marka şehir yapma noktasında, şehirde yaşayanlar olarak geri dönüşüm sokaktaki vatandaşı çok ilgilendirmiyor. Bu daha çok o iş üzerine yoğunlaşanları ilgilendiriyor ve şehrin tanıtımıyla doğrudan nasıl ilişkilendirilir o konuda fazla bir şey söyleyemem. Ulubey kanyonları, antik kentlerin gün yüzüne çıkarılması önem taşıyor. Gastronomi alanında çok fazla ürünümüz yok. Ancak, tarhana çeşitlendirilebilir, şehir için büyük bir değer, Mustafa Yeldanlı kendi imkânları doğrultusunda bunu tanıtmaya çalışıyor, Ticaret Odasının da girişimleri var. Birçok yörenin tarhanasını tattım ama bizimkisi farklı, çok lezzetli.
Uşak olarak siyaseten çok etkili insanlar çıkaramıyoruz. Önemli aktörlerimiz, kanaat önderlerimiz yok, ödediğimiz verginin karşılığı olarak devlet yatırımı alamıyoruz. Sanayimiz çok iyi üç tane organize bölgemiz var ve süreli gelişiyor, TOBB yönetiminde Uşak Ticaret ve Sanayi Odası başkanının olması, ilimizdeki kurum müdürlerinin Uşaklı olması, şehri bilmesi önemli. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Montaigne ne demiş, “İnsanlar hak ettiği gibi yönetilir” ve ayrıca bu sözün devamı olan fazla da bilinmeyen “insanlar icraatına olur verdiği kişilerin yaptığı işlerin vebaline de ortaktırlar” kısmını da söylemek isterim.
Ben milliyetçi bir insanım, başta şehrimi, ülkemi ve insanımı seven bir insanım. Uşak için çalıştığımız zaman, ülkemiz için de çalışmış oluruz. Çalışan, ülkesi için katkı sağlayan, emek sarf eden herkes benim gözümde kıymetlidir, değerlidir.
Programınıza davet ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum, sizin aracılığınızla tüm hemşerilerimize selam ve saygılarımı sunuyorum.