Ne öğrendik biz Kılıçdaroğlu’nun şehrimize gelmesinden?

Bu hafta rahatım diyordum; koskoca ana muhalefet partisinin lideri şehrimize gelecekti, şehirle ve şehrin sıkıntıları ile ilgili bir şeyler söyler, ben de konu sıkıntısı çekmeden yazarım…

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Uşak’a geldi, bir takım ziyaretlerde bulundu ve Atatürk Kültür Merkezi’nde şehrin kanaat önderleri ile toplantı yaptı.

Buraya kadar herşey güzel… Kılıçdaroğlu’nun ziyaretlerinde veya toplantıda şehrimiz ve şehrimizin çözülmesi gereken sıkıntıları ile ilgili bir şeyler söylediğini şu vakte kadar duymadım.

Ulusal kanallardaki haberleri izledim, yereldeki gazeteci arkadaşların haberlerine baktım ve bazı gazeteci arkadaşları aradım ama şu vakte kadar bir sonuç alamadım.

ZİYARETLERDEN BEKLENTİMİZ BÜYÜK

Bizim ölçeğimizdeki şehirler, şehre bir bakan, partin genel başkanı, başbakan (geçmişte) veya cumhurbaşkanı gelmesini çok önemser.

İktidar partisindense şehre gelen; müjdelerle gelir, yeni bir yatırım veya büyük bir sıkıntının çözüleceğinin sözünü vererek ayrılır şehirden.

Muhalefet partisindense gelen, şehirdeki büyük bir sıkıntının ülke gündemine taşınmasını ve iktidarın programına alınmasını sağlamasını bekleriz doğal olarak gelen misafirden…

İKİ TARAF DA ZİYARETLER ÖNCESİ ÇALIŞMALI

Yine benim bildiğime göre, şehre iktidar veya muhalefet partisi yetkilileri veya başkanı gelecekse, o partinin il yönetimi şehirle ilgili bir dosya hazırlar ve günler öncesinden başkana ulaştırır.

Bu dosyada şehrin mevcut durumu, karşılaşılan sıkıntı ve sıkıntının giderilmesi durumunda şehrin kazanımları detaylı şekilde anlatılır.

Genel başkan da bu dosyaya göre hazırlıklı gelir ve şehirle ilgili birikimi olduğunu, şehirle ilgilendiğini ve sıkıntıların çözümüne katkı sunacağını gösterir ve vatandaşa kendisini inandırır.

SAHİ NE ÖĞRENDİK BİZ BU ZİYARETTEN?

Hem iktidar hem de muhalefet partisi yetkilileri yukarıda yazılanları yapmamışsa, gelmelerinin parti üyelerini motive etmenin dışında şehre bir katkısı olmayacaktır.

Her çocuk, yaptığı başarılı çalışmaları babasına gösterip takdir edilmek ister, ben de arada yaptığım çalışmaları babama gösteririm, babamın söylediği ilk söz: “Ne öğrendin sen bu işten”

Büyüklere göre her yapılan iş, insana ya maddi ya da manevi bir katkı sağlamalıdır, katkı sağlamıyorsa yapılan iş beyhudedir, boşunadır…

ZİYARETLERDE İKİ TARAF DA KAZANMALI

Ziyaretler hem şehre gelen misafir için hem de şehir sakinleri için kazanç olmalıdır. Misafir şehirde sempati kazanırken şehirli de şehir adına kazanımlar elde etmelidir.

Biz şehir olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sorunlarımızı çözmesini beklemiyoruz doğal olarak, kendisinin çözme makamında olmadığını biliyoruz.

Bizim Kılıçdaroğlu’ndan ve de diğer muhalefet partisi yetkililerinden şehir olarak beklediğimiz, şehrimizin güzelliklerini ülke gündemine getirerek tanıtımımıza veya sıkıntılarımızı gündeme getirerek çözümüne yardımcı olması…

BEN KILIÇDAROĞLU’NUN YERİNDE OLSAYDIM

Ben Kılıçdarolu’nun yerinde olsaydım, Uşak ziyaretinde neler yapardım ve şehrin hangi konularla ülke gündemine taşınmasını sağlardım?

İlk olarak Uşak İl Sağlık Müdürünü ziyaret ederdim. Zira Uşak son günlerde CHP’nin de oy alıp başarı sağlayabildiği şehirler arasında pandemi performansı ile mavi renk alabilmiş tek il.

Bu hareket, muhalefet sadece eleştirir, başarıyı görmez mantığını yıkabilir ve iktidar partisine oy veren vatandaşlar üzerinde de büyük bir olumlu etki bırakabilirdi.

KILIÇDAROĞLU EN İDDİALI OLDUKLARI ALANDA SESSİZ KALDI

Yine Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsaydım, bir çevreci olduğumu gösterme adına Murat dağına gider, bölgede çıkarılacak olan altın madeni ocaklarına itirazımı en yüksek perdeden dile getirirdim.

Yine Sivaslı, Çivril ve Banaz ovalarının su kaynağı olan Kocadağ bölgesine gider, burada açılması gündeme gelen maden ocağına itirazımı dile getirirdim.

GÜZELLİKLERE DE ODAKLANMAK LAZIM

Yine Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsaydım, sadece olumsuzluklara odaklanmadığımı ve tarihi ve coğrafi güzelliklerin de farkında olduğumu gösterme adına mesela Ulubey Kanyonlarına giderdim.

Kanyonlardan da son dönemde bir hayli gündeme gelen Blaundus tarihi antik kentine gider, yapılan kazı çalışmaları hakkında bilgi alır hatta bir iki kürek toprağı ben atardım.

MUHALEFET KENDİSİNE İNANDIRMALI…

Ülkemizde ve şehrimizdeki olumsuzlukları hep idarecilere yüklüyoruz ya, sürekli kötü yönetildiğimizden ve idarecilerin liyakatsiz oldğundan dem vuruyoruz ya…

Muhalefetin de kendisinin daha iyi olduğunu hareketleri ile bunu bize göstermesi ve de bizi kendilerine inandırması gerekmez mi?

Yoksa “Bize güvenin. Vallahi de, billahi de düzelteceğiz!” demenin ne kadar gerçekliği olur bizim üzerimizde…