Geçen yazımızda da değindiğimiz üzere; “otelimiz yok, turist gelirse nerede ağırlayacağız?” sorusuyla şehir olarak yıllardır kendimizi sınırlandırdık, bu gidişle de sınırlandırmaya devam edeceğiz.
Artık bir an önce, yıllardır elimizi ve kolumuzu bağlayan bu sınırlandırmadan kurtulmamız ve bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Böyle gelmiş, böyle gitmemeli…
Öncelikle bir turistin şehrimize neden gelmesi gerektiğini düşünmemiz, işe duygusallığı karıştırmadan ve mevcut imkanlarımıza göre fikir ve stratejiler geliştirmemiz gerekiyor.
Bence ilk adım olarak da elimizdeki değerlerin tanıtımına ve mükemmeliyetçilik hastalığına düşmeden bu değerlerin mevcut haline ulaşımı kolaylaştırmaya yoğunlaşmamız gerekiyor.
Planlayabilirsek, organize olabilirsek ve iyi bir koordinasyon içinde çalışmalarımızı sürdürebilirsek; bu olumsuzlukları yeni trendlere uygun olarak fırsata da çevirebiliriz…
TESİS VE YATAK FAKİRİ BİR ŞEHİRİZ
Ülkemizin batısında, bakanlık işletme belgeli ve belediye belgeli tesis ve yatak sayısı en az olan şehiriz hatta nüfusu bizden 100 bin az olan Burdur’un bile gerisindeyiz.
30 Eylül 2019 tarihi itibariyle Uşak’ta 25 tesiste bin 639 yatak kapasitesi bulunurken; Afyonkarahisar’da 95 tesiste 17 bin 325, Denizli’de 52 tesiste 7 bin 329, Kütahya’da 48 tesiste 5 bin 44, Burdur’da 51 tesiste 2 bin 56 ve Isparta’da 68 tesiste 4 bin 615 yatak bulunuyor.
MECBUREN ALTERNATİF SEÇENEKLERE YÖNELMELİYİZ
Otel yatırımı zor, ekonomik yönden meşakkatli bir iş ve kısa vadede hem kamu hem de özel sektör olarak şehirde yeni oteller yapabilme imkanımız pek yok.
Çevremizdeki illere göre konaklama tesisi ve yatak sayımızın düşüklüğü bizi mecburen alternatif turizm tatil seçeneklerine yönlendiriyor, yönlendirmeli de…
APARTLAR ÇÖZÜME KATKI SAĞLAYACAKTIR
Soruna kısa vadede bulabileceğimiz en kolay çözüm; eski ismiyle pansiyon, yeni ismiyle apart olarak tarif ettiğimiz konaklama tercihidir.
Uşak’ta bakanlık işletme belgeli ve belediye belgeli tesislerin dışında 30’un üzerinde apart otel ve bine yakın apart bulunuyor. Apartını bireysel kiraya verenleri de hesaba katarsak bu sayı bin 500’e kadar çıkıyor. Bir apartta da iki yatak varsayarsak toplam yatak sayısı 3 bine çıkıyor.
TURİZMDE SEÇENEKLER ARTMAYA BAŞLADI
Son yıllarda insanların doğaya olan özlemi ve yalnız tatil yapma isteği; pandemi sürecinin de olumsuz etkileri ile birleşince, kamp ve karavan turizmi ülkemizde de önemli bir seçenek haline geldi.
Şehir hayatından uzaklaşmak, doğa ile iç içe zaman geçirmek isteyenlerin talebiyle kamp çadırı ve karavan satışları son yıllarda ciddi oranda artış gösterdi.
Biz de Uşak olarak hızlı bir şekilde şehrin farklı noktalarına kamp ve karavan alanları oluşturabilirsek bu turizm seçeneğinden fazlasıyla istifade edebiliriz.
ALT SEÇENEKLER DE ÇOK FAZLA
Kamp ve karavan turizmi bize kendi içinde çok fazla seçenek sunacaktır: Avcılık ve sportif olta balıkçılığı, aktif yaylacılık/yaylada konaklama, dağ/yayla gezileri, atlı doğa gezileri/cirit, kanyon yürüyüşü, dağ bisikletçiliği, mağaracılık, kelebek gözlemciliği, botanik ve endemik bitkilerin gözlemi, dağ çiçekleri gezileri, milli park sahaları, estetik göl-gölet-baraj gezileri, kuş gözlemciliği, yaban hayat gözlemi, ormanaltı florası tanıma gezileri, köy pazarları turları, gastronomi gezileri, mevsim meyveleri veya bağ bozumu turları, Yön Bulma (orienteering), kış sporları, kaya iniş ve çıkışları, yamaç paraşütü ve model uçak uçurma..
KAMP VE KARAVAN TURİZMİ BİZİM İÇİN BİÇİLMİŞ KAFTAN
Uşak’ta kamp ve karavan bölgeleri belirlenirken, altyapı avantajı bulunan, sosyal getirileri ve bilinirliliği yüksek olan Karahallı Clandras Su Kemeri Alanı, Ulubey Kanyonları, Banaz Hamamboğazı Termal Alanı, Kayaağıl Termal Alanı, Taşyaran Vadisi ve Ulubey Adıgüzel Barajı’na öncelik verilebilir.
Sonraki süreçte de Güre Osmandede Çamlığı, Kozviran Göleti, Üzeyir Yaylası, Tepedelen Vadisi, Banaz Evrendede, Sivaslı Evrenli Doğal Parkı gibi potansiyel alanları değerlendirilebilir.
TARIMSAL TURİZM DE BÜYÜK İMKANLAR SUNUYOR
Uşak’ta yönelebileceğimiz alternatif bir alan da “agro turizm” dediğimiz, kırsal alanda yaşayan kişiler tarafından verilen turizm hizmeti “tarım turizmi” olacaktır.
Hemen yakınımızdaki “Lavanta Kokulu Köy” ismiyle çıkış yapan Isparta Kuyucak köyüne her sezon sadece İzmir’den 700 tur otobüsünün günübirlik gitmesi bu turizmin önemini anlatmaya yetecektir.
Ankara-İzmir hızlı tren hattının devreye girmesi Uşak’ı İzmir’in yaylası haline getirecek ve büyükşehir stresinden bunalan insanların şehrimize gelmesine imkan sağlayacaktır.
GÜNÜBİRLİK TURİZM İÇİN ÇOK İYİ BİR LOKASYONUMUZ VAR
Ve yine ulaşım imkanlarının kolaylaşması ile günübirlik turizm seçenekleri de bir hayli arttı. İnsanlar konaklamasız 300-350 kilometre mesafelere bile günübirlik gider oldu.
Pergelin bir ucunu Uşak’a koyup 350 kilometrelik yarı çapta bir daire çizdiğimizde, günübirlik turizmi tercih edebilecek ciddi bir nüfus ve hedef kitle karşımıza çıkacaktır.
Yine hızlı tren hattının devreye girmesi bu yarı çapı Ankara ve Eskişehir yönünde çok daha fazla genişletecektir. Yeter ki biz projenin bitimine şehrimizi hazırlayabilelim…
OLUMSUZLUKLARI FIRSATA ÇEVİREBİLİRİZ
Hepimizin bildiği dağlık, kıraç köyler vardır ve buralarda tarımsal çalışma yapmak imkansızdır. Bu köylerdeki gençler bu olumsuzluğun da etkisiyle mecburen üniversite okumaya yönelmiştir. Aslında olumsuz gözüken bu durum köy için büyük bir fırsat haline gelmiştir.
Turizm dendiğinde şehrimiz için olumsuz gözüken ve yıllardır elimizi kolumuzu bağlayan konaklama tesisi ve yatak sayımızın azlığını da biz fırsata çevirebilir ve farklı seçeneklere yönelebiliriz.
Yeter ki kişisel egolardan kurtulalım, mantıklı, uygulanabilir ve sürdürülebilir projeler geliştirelim, elimizdeki kısıtlı imkanları bu projelere yönlendirebilelim.