Sahi siz bu şehri seviyor musunuz?
Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü… Batı kültüründen geçen ve bizim de hemencecik kabullendiğimiz bugünün günler öncesinde birçoğumuz sevgilisine hediye almanın, geçen senekinden daha farklı bir şey bulup, onu şaşırtıp mutlu etmenin derdinde.
Sevgililere hediyeler alınırken, “Âşıklar Şehri Uşşak” olarak anılan bir şehrin idarecilerinin, sevgisini ve hassasiyetini gösterme adına şehre neler hediye edeceklerini merak etmiyor da değiliz.
Hâlbuki bu şehir aşkla kurulmuş, ismini aşktan almış bir şehir, hem ilahi hem de beşeri aşklara ev sahipliği yapmış bir şehir…
İSMİNİ AŞKTAN ALAN ve ÂŞIKLARIN KURDUĞU ŞEHİR; UŞŞAK
1176 yılında Çivril ovasında meydana gelen Miryokefalon Savaşı Anadolu Selçuklu Devleti’nin başarısı ile sonuçlanmış, Eybek Bey’in aşireti ile birlikte yerleşmesi sonrasında da Uşak ve yöresi tamamen Türk hâkimiyetine girmiştir. Eybek Bey, sularının fazla olması nedeni ile Mende bölgesini yurt edinir.
Yine bu dönemde Hoca Ahmet Yesevi’nin talebeleri de irşat faaliyetleri adına Anadolu’ya gelmektedir. Yurt edinme gayesi ile Uşak’a gelen 7 derviş Eybek Bey’den talepte bulunur. Eybek Bey dervişlerin talebini kendi hayvanlarına bakma şartı ile kabul eder.
Dervişlere bugünkü Doğala bölgesinde Kargıcı Cami ve çevresi verilir. Dervişler burada şehrin ilk mescidini ve tekkesini kurar. Dervişlerin bakması sonrasında Eybek Bey’in hayvan sürüsü hızlı bir şekilde büyür, hayvanlardan sağlanan ürünler öncesine göre kat be kat bereketlenir.
Bu durumu hayretle izleyen ve de çok şaşıran Eybek Bey, ziyarete gelir ve dervişleri tevhit zikri çekerken görür. Hayvanların başında kimse yoktur ama hayvanlara bir kurt bile ilişmez. Durumdan fazlasıyla memnun ve bir o kadar da şaşkın olan Eybek Bey dervişlere ne iş yaptıklarını sorar, dervişler de kendilerini Hak âşıkları manasına “Uşşak” olarak tarif eder.
Artık bundan sonra dervişleri her ziyaretinde “nereye gidiyorsun” diye soranlara Uşşak’a diye cevap vermeye başlar ve bölgenin adı “Uşşak” olarak anılmaya başlar. Eybek Bey ile dervişler arasında muhabbet her geçen gün biraz daha artar ve nihayetinde Eybek Bey, yedi kızını yedi dervişle evlendirir. Uşşak ismi de o günden bugüne asırlardır kullanılmaya devam eder.
ANADOLU’DA BİR TARİKATA İSMİNİ VEREN TEK ŞEHİR
Anadolu Türk coğrafyasında bir ilin ismi ile anılan tek tarikat olan Uşşaki tarikatının kurucusu Hasan Hüsamettin Uşşaki Hazretlerinin hikâyesi oldukça ilginçtir.
1475 yılında oldukça zengin bir ailenin çocuğu olarak Buhara’da dünyaya gelen Hasan Hüsamettin Hazretleri, babasının vefatı üzerine büyük bir manevi boşluğa düşer. Uzun süren halvet günlerinden sonra bir gece rüya görür. Rüyasında kendisinden; ticaretten yüz çevirmesi, Anadolu’nun güzel şehri Uşşak’a gitmesi ve Şeyh Ahmet Semerkandi’ye talebe olması söylenir.
Hazret, Uşşak’a gelerek uzun yıllar şeyhine hizmet eder, onun iltifatlarına mazhar olur ve vefatı sonrasında dergâhta irşat görevi kendisine verilir. Yaptığı irşat faaliyetlerinin namı Osmanlı sarayına kadar ulaşır. O dönemde Manisa’da sancak beyi olarak görev yapan Şehzade Murat, Hasan Hüsamettin Hazretlerini yakından tanıma fırsatı bulur.
Şehzade Murat (III.Murat) tahta oturur oturmaz Hazreti İstanbul’a davet eder ve Kasımpaşa’da onun için bir dergâh inşa ettirir. Bu dergâh Uşşaki Tarikatının merkezi olmuştur. Burma Cami bahçesinde Hasan Hüsamettin Uşşaki Hazretlerinin makamı bulunmaktadır.
Uzun yıllar Uşşak’ta Şeyh Ahmet Semerkandi’nin rahle-i tedrisinden geçen Uşşaki Hazretleri, Kübreverdiyye ve Nurbahşiyye Tarikatlarının öğretilerini Halvetiye Tarikatının öğretileri ile de birleştirerek Uşşaki Tarikatının öğretilerini oluşturmuştur.
AŞKIN ŞEHRİ UŞŞAK
Aşkla kurulmuş ve adını âşıklardan almış bu şehir, büyük beşeri aşklara da ev sahipliği yapmıştır. Bu aşkları ifade edebilme ve sonraki nesillere aktarabilme adına birçok türküler yakılmıştır. Bugün bu türkülerden atmışa yakını TRT arşivlerine girmiştir. Hatta rahmetli Özay Gönlüm’ün birçok Uşak türküsünü Denizli türküsü diye TRT arşivlerine kaydettirdiği de söylenir…
Aşkımızın motiflerine ilmek ilmek yansıdığı Uşşak halıları tüm dünyaya nam salmıştır ve bugün de bu gayret devam etmektedir. İskender Pala’nın yazdığı aşka dair romanlar tüm ülkede en çok satanlar arasında hep yerini almıştır. Aşigolar takımlarını iyi ve kötü gününde aşkla desteklemeye devam etmektedir…
SAHİ SİZ BU ŞEHRİ SEVİYOR MUSUNUZ?
Başta şehrin idarecileri olmak üzere her bir ferdimiz, eğer bu şehri büyük bir aşkla seviyorsa, işini en güzel şekilde yapma, şehre güzellikler kazandırma ve hediyeler vermek zorundadır.
Sahi bu şehri seviyor musunuz ve bu şehir için dertli misiniz?