Şehre olan sevdamızdır bizi bu yola çıkaran
Şehre sevdası olan her insan; bu sevdanın kuru kuru söylemle olmayacağını, bu sevdanın şehir adına bazı sorumlulukları da beraberinde getirdiğini iyi bilir.
Bu sevda, en başta yaptığın işi en iyi şekilde yapmak ve şehre işin noktasında yenilikler ve yeni ufuklar katabilmektir. Bazen şehir, bu yaptıklarının kıymetini o dönem tam olarak bilemese de sonradan takdir edecektir.
Bir de şehrin sana kazandırdıkları vardır, şehir onları senden geliştirerek ve de yorumlayarak geri kendisine vermeni ister.
Şehir bazen de senden kendisini eleştirmeni ister, gelişip, güzelleşip üzerindeki hantallığı ve de ölü toprağını atmak için…
HEP EN GÜZELİNİ YAPMA OLDU NİYETİMİZ
Üniversite eğitimi ve ilk ticari girişimlerimizin gerçekleştiği 7 yıllık Ankara tecrübemizden hemen sonra 2001 yılının başında geldim Uşak’a.
O günden bugüne geçen 20 yıllık süreçte; çıkardığım gazete ve dergi, hazırladığım kent rehberi, kültür turizm haritası, şehir planı ve diğer yaptığım çalışmalar, şehre yeni bir şeyler katabilme amacı güttü hep ve birçoğu da şehirden büyük karşılık buldu.
TESPİT ÖNERİ DEFTERİ DE BU SEVDANIN ÜRÜNÜ
Şehirden ayrı geçen 7 yıllık Ankara ve 5 yıllık Konya günleri, hem büyükşehirlerin kültür zenginliğini kazandırdı, hem Uşak’a yönelik sevdamızı artırdı hem de şehre dair düşüncelerimizi yeniden değerlendirme ve yorumlama imkânı sundu.
Bugüne kadar şehre yeni bir şeyler katabilme amacıyla yaptığım onca çalışma, belli bir birikim oluşturdu ve içimdeki “şehre dair benim de söyleyeceklerim var” duygumu daha da pekiştirdi.
Dostlarımın da cesaret vermesiyle geçen sene yine bugünlerde başladım bu serüvene ve o günden bugüne aralıksız devam ettirdim. Bundan sonra da ömrüm vefa ettikçe devam ettirmeye çalışacağım.
YAZILAR ŞEHİRDE BÜYÜK KARŞILIK BULDU
Her Cuma aralıksız devam ettirdiğim yazılar, şehirden, şehir sakinlerinden büyük ilgi gördü ve ilgi de rakamlara fazlasıyla yansıdı.
Yazıların 60 bin erişime, 10 bin etkileşime, 1500’e yaklaşan beğeniye, 100’ü aşan yoruma ve yine 100’ü aşan paylaşıma ulaştığı haftalar oldu. Uşak ölçeğinde bir şehir için bu sayılar küçümsenecek sayılar değil.
Yine özelden gelen yüzlerce tebrik mesajı da bu ilginin ve de desteğin göstergesi oldu.
Bir yıllık yazı yazma serüveni, birçok güzelliğin yanında şehirle ilgili bazı gerçekleri de ortaya çıkardı.
ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK
Bu süreçte şehrin güzelliklerini anlatırken bir yandan da daha güzel olması adına şehre ve şehir yetkililerine eleştirilerimiz oldu. Tabi ki bu eleştirilerde hiçbir zaman şahısları hedef almadık ve hakaret etme gibi bir niyetimiz asla olmadı.
Bazı yetkililer bu eleştirileri normal karşılarken bazıları ise hazmedemedi ve karşı atağa geçip işi hakarete vardırdı. Aslında yaptıkları bu hakaretler, onların karakterini, seviyesini ortaya koymuş oldu ve şehir de buna şahit oldu.
Eleştiri varsa ortaya konulan her iş daha dikkatli ve daha hassas yapılır. Eğer bu şehir için bir şeyler yapmakta samimi isek eleştiriye de açık olabilmeliyiz…
MEDENİ CESARETİMİZ ÇOK ZAYIF
Toplumda eleştiriye açık olmamak bir yandan da medeni cesaretsizliği ortaya çıkarıyor doğal olarak. İnsanlar ufak bir eleştiri yapmaktan bile korkar duruma gelmişler, hele ki bu durum memur statüsünde olanlarda had safhada.
Birçok insan özelden attığı mesajlarda eleştirilerini dile getirebilirken, yorum yazma noktasında çok çekinden davranıyorlar. “Aman benden duyduğunu söyleme” ifadesi ise insanı çok üzüyor.
GELECEĞE DAİR UMUTLUYUZ
Gazetecilikte eleştiriyi hakaret etme olarak algılayan arkadaşlarımız oldu maalesef ve bu durum mesleğe bakış açısını olumsuz yönde etkiledi. Bizim gayretimiz ise hakaret etmeden de naif ifadelerle eleştirinin yapılabileceği.
Eleştiriye daha açık ve medeni cesaretin daha fazla olduğu bir gelecek en büyük temennimiz ve bundan da umutluyuz.