Var mısınız; yeni yılda yenilenmeye ve tazelenmeye?
Yeni bir hicri yıla girdik, hicri yıl hicreti başlangıç ve referans alıyor. Mekke’den Medine’ye kutlu yolculuk… Hicretin başlangıcı. Hicret, kötüden iyiye dönüş, hicret, yanlışı bırakıp doğruya yöneliş, hicret, umudu kaybetmeyip en güvenilir olana sığınmak, hicret, kardeşliği hatırlamak, hicret, kurtuluş…
Bilge Gençlik Eğitim ve Spor Kulübü Derneğimizce; yayınlarını Uşaklılara ulaştırdığımız, Türkiye’nin en geniş yayın ağına sahip radyosu olan AKRA FM, güzel bir içerikle “Hoş geldin 1442” çalışması başlattı.
Yeni planlar, yeni beklentiler, yeni dualar, yeni atılımlar, yeni insanlar, yeni semtler, yeni ülkeler, yeni hayatlar, yeni sorumluluklar, yeni görevler… Yenilenerek, tazelenerek, aşk ve şevk ile samimi niyetlerle Hicri Yeni Yıl’a Merhaba.
YENİYİ ÖNCEKİNDEN FARKLI KILMAYA HAZIR MIYIZ?
1442 yeni hicrî yıl geldi, bizim için bir yenilenme ve dönüm noktası olan hicri yıl başladı. Peki, hicrî yeni yılımızı bir önceki yıldan farklı kılmaya hazır mıyız?
Allah (C.C) yaratmış olduğu kâinatta, zaman değişimini ve zaman bilgisini bize göstermiş olduğu birtakım işaretlerle, nişanlarla veriyor. Güneşin, Ayın, Dünyanın ve tüm bunların hareketleri ile hesaplamalar yapıyoruz. Böylece günleri, haftaları, ayları ve seneleri keşfediyoruz. Aslında tüm bunların hepsi hareket halinde olan kâinatın içerisindeki değişimler sayesinde.
TEMEL GÖREVİMİZ HER DAİM YENİLENMEK
Prof. Dr. Ayşen Gürcan, bu dönüşüm ve değişime dair AKRA FM’in internet sitesindeki değerlendirmesinde şunları söylemiş; “İnsanoğlunun temel görevi kendisini her daim yenilemek, yenilerken de geçmişten getirdiği birikimle fazlalıkları atmak, yani arınmak. Geçmişe göre daha olgun, daha enerjik, daha olumluya dönük; ders çıkarmış, fark etmiş ve bir daha onu yapmayacağını varsaymış ve bir dönüşüme gebe olma halidir. Allah için yapılan, Allah’ın bilgisiyle yapılan, Müslümanca yapılan her girişim en az on katlı bereket sağlayacağı gibi bizi pek çok yeni değişimlere de götürecektir.”
DEĞİŞİM ROTADAN ÇIKMAK MIDIR?
Değişim çoğu zaman yanlış anlaşılabiliyor ya da değişime karşı çıkanlar olabiliyor. Değişimin olumsuz olduğu ya da menzilden sapmaya yol açtığı da düşünülüyor. Peki değişimden yalnızca kötü mü etkileniriz?
Gürcan, bu soruya da şu şekilde cevap veriyor; ‘‘Değişime karşı çıkma, değişimden olumsuz etkilenme, rotayı şaşırma… Bunlar insanda olabiliyor. Rabbim bu değişimi bende yapabilirdi ve sonucunda ise benim eserim olmazdı. Ama bana bıraktığı özel bir alan var. Burada diyor ki; sen kendi amellerini ıslah edebilirsin. Salih amele dönüştürebilirsin. Kötüden güzele iyiye dönüştürebilirsin. Fakat insanoğlu kendini bu doğru yoldan ayırabilir, başka bir yola sapabilir ve bu yol değişimin istikâmeti olmayabilir. Ancak bilinmelidir ki değişim mukadderattır, zaten var. Bize düşen kısmı ise bu değişimin belirleyicisi ben miyim yani onun sağlayıcısı mıyım, onun bizatihi kaynağı mıyım yoksa başka belirleyenlerin değişiminin nesnesi miyim, bunun kararını vermek lazım’’
BİZE DÜŞEN NE?
Allah’ın (C.C) insanoğluna verdiği ömürde, yarının dünden farkını oluşturacak, değişimi sağlayacak gün bugündür. Bugün o değişimin neresindeyiz? Bugünü, dün yapmadığımız, yapamadığımız ve yapmamamız gereken şeylerin yerine başka yeni yapacaklarımız şeklinde değiştirmeliyiz. Çünkü bir Müslüman kendini iki gününü eşit kılacak şekilde değil gününü dünden daha iyi kılacak şekilde yaşamakla mükelleftir.
SEN DEĞİŞ, DÜNYANIN DEĞİŞTİĞİNİ GÖRECEKSİN
Değişimi başkalarından beklemek, kendimizi bu değişimin dışında tutmak ve de dünyanın her geçen gün bozulduğundan, hayatın çekilmez olduğundan şikâyet etmek…
Dünyayı değiştirmeye çalışma! Sen değiş! Dünyanın değiştiğini göreceksin… Böyle yol göstermiş büyükler. Değişim önce bizde başlayacak, ardından sokağa, şehre ve dünyaya yayılacak.
Yeni planlar, yeni beklentiler, yeni dualar, yeni atılımlar, yeni insanlar, yeni semtler, yeni ülkeler, yeni hayatlar, yeni sorumluluklar, yeni görevler… Yenilenerek, tazelenerek, aşk ve şevk ile samimi niyetlerle başlayalım o zaman…
DEĞİŞİM İÇİN HİÇ BİR ZAMAN GEÇ DEĞİL
Şems-i Tebrizi’nin Aşk romanında geçen 40 kuraldan üçü ile bitirelim yazımızı:
Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?” diye sormak için hiç bir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
Başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Dileğin gerçekleşmediğinde de şükret.
Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah âşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.