Yatırım şehri nasıl oldu da faize yöneldi?
Üç haftadır şehir tarihi ile alakalı yazıyoruz, artık bu hafta güncel bir konuya değinelim istedik ama yine de konunun tarihine değinmeden de edemedik. Gerçi şehir tarihi ile alakalı yazılarımız okuyuculardan büyük ilgi ve iltifat gördü.
Bu hafta başında elimize bir rapor geçti. Türkiye Bankalar Birliği’nin “2018 Yılı Türkiye’de Bankacılık Sistemi, Seçilmiş Göstergelerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı” başlıklı hazırladığı rapora göre Uşak, şube başına ortalama en yüksek mevduatta İstanbul ve Ankara’dan sonra 3. sırada yer alıyor.
Şube başına en yüksek mevduat, 352 milyon TL ile İstanbul’da. Bu ili 270 milyon TL ile Ankara ve 162 milyon TL ile Uşak izliyor. 2013 yılında Uşak’ta bu rakam 72 Milyon TL iken 5 yıllık süreçte yüzde 125’lik artışla 162 Milyon TL’ye çıkmış.
YATIRIM ŞEHRİ NASIL OLDU DA FAİZE YÖNELDİ?
Ben kendimi bildim bileli Uşak’ın banka mevduatında, Türkiye genelinde ilk sıralarda olduğu söylenip durulurdu. Açıklanan bu rapor ve Osmanlı Bankası’nın 1890’lı yıllarda İstanbul’dan sonra ilk şubesini Uşak’a açmış olması da bu tezi destekliyor. Osmanlı Bankası’nın, karakaşına kara gözüne hayran olduğu için Uşak’a şube açmadığı muhakkak.
Uşak halıcılıkta büyük başarı sağlamış ve Anadolu’dan Avrupa’ya gönderilen halıların yarısından fazlası Uşak karşılıyor. Şehirde ciddi bir sermaye birikimi var. 1893 yılında tren hattının şehirden geçirilmesi Uşak’ın ticari başarısını daha da artırmış.
Banka şubesinin açılması Uşak’a pek yaramamış gözüküyor. Şehir bankacılıkla tanışıyor ve hızlı bir şekilde sisteme uyum sağlıyor. O günden bugüne devam eden süreç gösteriyor ki Uşaklı, yatırım yapma yerine faize yönelmiş. Osmanlı’nın son döneminde var olan bu durum, Cumhuriyet sonrasında ve hatta günümüzde aynen devam etmekte.
Hâlbuki Uşak, Osmanlı döneminin ticarette başarılı olan bölgelerinden bir tanesi idi. Kütahya’ya bağlı olan bir ilçe olmasına rağmen Uşak, ilde toplanan verginin üçte birini tek başına karşılıyordu. Ne olmuştu da bu kadar ticarette başarılı olan şehir ticaretten soğuyup faize yöneldi?
UŞAKLI YATIRIMCI KÜSTÜRÜLDÜ
Haliyle Kütahya, kendisine tabi 7 kazadan topladığı verginin nerede ise 3’te 1 ini tek başına veren Uşak kazasını uzun dönem sömürmeye devam etti. Uşak’ın vilayet yapılmaması, Osmanlı’nın son döneminde pek çok varlıklı ailenin İzmir, İstanbul ve Bursa’ya göçmesine neden oldu. Atatürk’ün eşi Latife Uşşaki Hanım ve ailesinin Uşak’tan İzmir’e göçü de bu sebeple oldu. Bu göçlerden sonra Uşak’taki üretim ciddi oranda düştü.
Ticarette mahir bu varlıklı ailelerin Uşak’ı terk etmesi sonrası meydan, tarım ve hayvancılıktan gelme, ticaretten pek de fazla anlamayan, halk tabiriyle sonradan görme tiplere kaldı. İlk giriştikleri ticari faaliyetlerde başarılı olamayan bu tiplere, parayı faize yatırıp risk almadan kazanmak çok daha cazip geldi.
Cumhuriyet sonrası dönemde de üvey evlat muamelesi bu küskünlüğü giderek artırdı ve şehirde ticari girişimde bulunmak yerine faizle para kazanmayı tercih eden büyük kitleler oluştu.
ORTAKLIK GİRİŞİMLERİ HEP HÜSRANLA SONUÇLANDI
Cumhuriyet sonrası şehrin ileri gelenleri ülke genelinde örnek bir girişimciliğe imza atarak Uşak Şeker Fabrikası’nı kurdular fakat devam ettirilemeyince fabrika devletleşti. O günden bugüne de şehirde vücut bulan tüm bu ortaklık girişimler hüsranla sonuçlandı ve Uşaklı tekrar faiz kazancına döndü.
Son dönemde Uşak Pamuklu Mensucat A.Ş. (UPMAŞ), Uşak Seramik ve UMPAŞ ve daha birçok ufak çaplı ticari girişim bu şekilde hüsranla sonuçlandı ve sermaye el değiştirdi. Her girişimde daha fazla para kazanma umuduyla işin içine giren Uşaklı, işler planladığı gibi gitmeyince garanti kazanç olarak gördüğü faiz kazancına yeniden döndü.
90’lı yıllarda ülkenin büyük ekonomik krize girdiği, 30’a yakın bankanın battığı bu dönemde, bankada parası bulunan trilyonluk birçok Uşaklı mudinin olması da bu iddiayı destekler nitelikte.
FAZLA PARA FETÖ’NÜN DE İLGİSİNİ ÇEKTİ
Şehirdeki bu mevduat, dini imanı para olan FETÖ’nün de büyük ilgisini çekti ve örgüt en güçlü yapılanmalarından bir tanesini, bu paraya ulaşıp kullanabilme adına Uşak’a kurdu ve uzun dönem de başarılı oldu.
Bir dönem şehirdeki ticari faaliyetleri tamamen kontrol eder hale gelen bu örgüt, işi haraç kesmeye ve hatta eşkıyalığa kadar götürdü. Şehre gelen yatırımcılardan büyük haraçlar istendi, bu da yatırımcıların kaçmasına sebep oldu.
BİRİKMİŞ ÇOK ALACAĞIMIZ VAR
Demokrat Parti’nin seçimleri kazanıp Adnan Menderes’in başbakan olması sonrasında Uşak’ın, uzun dönem beklediği Kütahya’dan ayrılıp il olma isteği gerçekleşti ama bu Uşaklının devletle barışmasına yetmedi. Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında, tabiri yerindeyse cezalandırılan ve küstürülen Uşak’ın devletten birikmiş çok alacağı var…